GEZİ PARKI DİRENİŞİ


Gezi parkı olayları ile ilgili hepimizin söyleyeceği çok sözü var, herkesin olayla ilgili farklı değerlendirmeleri, farklı bakış açıları var ki zaten bu olaylar tek bir görüşü temsil etmiyor ve ilk defa söyleyecek bir sözü, değerlendirecek bakış açısı olan herkes kendi görüşlerini yine kendi istekleriyle sosyal medya aracılığıyla paylaşıyorlar.

Sosyal medya "MEDYA" demişken, medya en büyük dersinden sınıfta kaldı. Medya sınıfta kalırken, sosyal medya bağımsız olduğu, her görüşten kullanıcıya açık olduğu ve Gezi Parkı olayları Ansiklopedisi olduğu için en büyük sınavını verdi ve vermeye devam ediyor! Yani sosyal medya in medya out!

Yıllardır Türkiye'nin birçok yerinde yaşanan polis şiddeti ve siyasi iktidarın merhametsizliği bu kez İstanbul'un kalbine taşındı. Taşınanları ve yaşananları görmek için televizyon kanallarının haber yapması bile gerekmiyor aslında. Görmek için sokağa çıkmak yeterli! Medyadan haber beklemeye gerek yok çünkü sokakta her adım başı herkesin kendi hikayesi var. Metrobüste, cafelerde, restaurantlarda insanlar Türkiye’nin “kardeşlik ve direniş hikayesi”ni anlatıyor ve hikayeler avaz avaz yıllardır miş gibi gösterilen etnik, dini ya da politik kutuplaşmanın aslında bir toz bulutu olduğunu söylüyor. Bir düşünün; hiç tanımadığınız biri gaz saldırısından sonra gelip ağzınıza bir solüsyon sıkıyor ve siz tanımadığınız bu yabancıya güveniyorsunuz ve daha güzeli birlikte ayağa kalkıp iktidarın şiddetine karşı tek vücut oluyorsunuz ve anlıyorsunuz ki Türkiye yıllardır miş gibi lanse edilen Türkiye değil!

Evet, Türkiye yıllardır miş gibi lanse edilen Türkiye değil! Kürtler ve Türk milliyetçileri beraber sokakta direniyor, Kemalistler ve Anarşistler yan yana duruyor ve daha önemlisi attıkları sloganlardan karşılıklı olarak rahatsızlık duyuyor ama iktidarın şiddetine karşı tek vücut olup, yaralılara yardım ediyor, yaşananlara tepkisini gösteriyor. Evet artık Türkiye, başka bir Türkiye ve tüm bu yaşananlar son on yılda ülkede birikenlerin patlaması ve tüm bunların tuzu biberiyse Başbakan'ın protestocuları aşağılaması…….


Peki Devrim kapıda mı?

Devrim çok çok ağır bir sözcük. Ama yaşananlar devrim niteliğinde bir dönüşüm. Devrim niteliğinde bir dönüşüm çünkü Türkiye ve Türkler tüm dünyaya etnik, dini, siyasi nedenlerden ötürü birbirlerinden nefret etmediklerini, bir araya geldiklerinde Türkiye'nin sahibi olduklarını ve Türk olmanın gururunu gösterebiliyorlar!

Son olarak, maruz kaldığı şiddet yüzünden yaralanmış ama yinede pes etmeyip direnişte yer almak için mücadele etmiş kardeşlerime geçmiş olsun diyorum ve mücadele etme şansı olmayıp hayatını kaybetmiş kardeşlerimin ailelerine başsağlığı diliyorum.

Emekçilere, annelere, duyarlılıklarını esirgemeyen sanatçı, yazar/şair ve düşünürlere, gönüllü doktorlara, bu arbedede sevimli dostlarımızı unutmayan hayvan sever yüreklere, farklı renklere yürek vermiş direnişte tek renk olmuş taraftarlara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum Türk olmanın nasıl bir ayrıcalık olduğunu yeniden tanımladıkları için…

"Sinirlenince çok güzel oluyorsun Türkiyem"

Daha yeni Daha eski