Sümela Manastırı denince aklıma hemen ö denemdeki insanların yapdıkları bence ki en büyük sanatlardan bir tanesi imkanlar kısıtlı teknoloji yok insanlar inaçlarıyla beden güçleriyle istenince bir cok seyin yapıla bileceginin kanıtı olarak bizlere cok şey anlatmak istemişlerdir Sümela Manastırını oraya inşaa etmek şimdiki nesil olarak bence imkansız ( beden olarak kastım ) şimdiki hayatımızı aslında bizden calmışlar diye düşünüyorum çünki hantallaşmısız üsengeclik herşeyin neredeyse elimizin altında olması bizi beden güçüyle çalışma sevkinden uzaklaşdırmış durumda sizlere Sümela Manastırı nı şöyle bir tanıyalım
Sümela Manastırı, Trabzon ili, Maçka ilçesi, Altındere, Maçka köyü sınırları içerisinde yer alan Panagia (Meryem Ana) deresinin batı yamaçlarında Mela (Yunanca ‘siyah’) tepesi üzerinde deniz seviyesinden 1.150 m yükseklikte yer alan bir Rum manastır ve kilise kompleksi olup, tam adı Panagia Sumela veya Theotokos Sumela’dır.
Sümela Manastırı, Trabzon ili, Maçka ilçesi, Altındere, Maçka köyü sınırları içerisinde yer alan Panagia (Meryem Ana) deresinin batı yamaçlarında Mela (Yunanca ‘siyah’) tepesi üzerinde deniz seviyesinden 1.150 m yükseklikte yer alan bir Rum manastır ve kilise kompleksi olup, tam adı Panagia Sumela veya Theotokos Sumela’dır.
Kilisenin MS 365-395 tarihleri arasında inşa edildiği sanılmaktadır.
Anadolu’da sıkça rastlanılan Kapadokya kiliseleri tarzında yapılmış, hatta Trabzon’da Maşatlık mevkiinde benzeri bir mağara kilisesi daha vardır.
Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşümü arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir.
Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre Atina’lı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında,
İsa?nın öğrencilerinden Aziz Luka?ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem’in bebek İsa?yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela’nın yerini görmüşler.
Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon’a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır.
Bununla birlikte manastırdaki fresklerde sıkça yer alıp, özel bir önem verilen Trabzon İmparatoru III. Aleksios’un (1349-1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır.
Anadolu’da sıkça rastlanılan Kapadokya kiliseleri tarzında yapılmış, hatta Trabzon’da Maşatlık mevkiinde benzeri bir mağara kilisesi daha vardır.
Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşümü arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir.
Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre Atina’lı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında,
İsa?nın öğrencilerinden Aziz Luka?ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem’in bebek İsa?yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela’nın yerini görmüşler.
Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon’a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır.
Bununla birlikte manastırdaki fresklerde sıkça yer alıp, özel bir önem verilen Trabzon İmparatoru III. Aleksios’un (1349-1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır.
Trabzon’un Maçka ilçesinde bulunan bu manastır tarihin en eski yapılarından biridir.
Zigana dağı eteklerine kurulmuştur.
Yapı doğa bakımından oldukça zor yerlere yapılmıştır.
Yapının dibinden Meryemana (Panagia) deresi akmaktadır.
Zigana dağı eteklerine kurulmuştur.
Yapı doğa bakımından oldukça zor yerlere yapılmıştır.
Yapının dibinden Meryemana (Panagia) deresi akmaktadır.
Manastırın yapılışı ve yapımı hakkında efsaneler mevcuttur.
İnanışa göre burayı Atina’lı Barnabas ile Sophronios adlı iki rahip yapmıştır.
Bu iki rahip rüyalarında Hz. isa ve Hz.Meryem’i görmüş ve gördükleri yer Sümela’nın bulunduğu yerdir.
Birbirinden habersiz olarak yola çıkan bu iki rahip birbirlerine gördüğü rüyayı anlatınca beraber manastırın temelini atmışlardır.
Manastırın asıl adı Meryem Ana Manastırı’dır.
Sümela ise bunun Rumcadaki adıdır.
Manastırın M.S 395 yıllarında tamamlandığı tahmin edilmektedir.
Trabzon Rum İmparatoru III. Alexios döneminde yapılan bu eserin yapımına katkı vermiştir.
Bu yüzden eserde kurucusunun III. Alexios olduğuna dair deliller bulunmaktadır.
Sümela’yı Hristyanlar tarafından değerli kılan en önemli nokta ise Hz. Meryem resmidir.
İnanışa göre bu manastırda Hz. İsa’nın havarilerinden olan Aziz Lukas’ın çizdiği Hz. Meryem portresi manastırı kuran rahiplerle birlikte buraya gelmiştir.
Ancak bugune kadar herhangi bir resim bulunamamıştır.
Manastır bazı dönemlerde dönemini yitirmiş çeşitli yağmalamalara maruz kalmıştır.
Define avcıları tarafından sıklıkla kazılmış ve bir süre sonra harabeye dönüşmüştür.
İçinde çeşitli yangınlar çıkmış ve birçok tarihi değeri kaybolmuştur.
Trabzon fatihi Fatih Sultan Mehmet burayı aldıktan sonra manastırın haklarına dokunmayacağına dair bir ferman yayınlamıştır.
Yavuz Sultan Selim buraya iki büyük şamdan hediye etmiştir.
Diğer zamanlardaki padişahlar da buraya dokunmamışlar ve çeşitli onarımlarla gelişmesini sağlamışlardır.
Manastıra ulaşım ise; belirli bir yere kadar araçlarla ulaşım sağlanır.
Daha sonra ormanın içinden bir patika izlenir.
Uzun ve dar merdivenler çıkıldıktan sonra manastıra ulaşılır.
Manastır daha sonra Türkiye Cumhuriyeti tarafından restore edilerek günümüz halini almış ve turizme açılmıştır.
Hala Trabzon şehri için büyük turistik önem taşıyan Sümela her yıl binlerece kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
2010 yılında özel bir izinle Meryem Ana’nın göğe yükselişi sebebiyle burada bir ayin yapılmıştır.
Bu ayin 88 yıl aradan sonra yapılan ilk ayindir.
İnanışa göre burayı Atina’lı Barnabas ile Sophronios adlı iki rahip yapmıştır.
Bu iki rahip rüyalarında Hz. isa ve Hz.Meryem’i görmüş ve gördükleri yer Sümela’nın bulunduğu yerdir.
Birbirinden habersiz olarak yola çıkan bu iki rahip birbirlerine gördüğü rüyayı anlatınca beraber manastırın temelini atmışlardır.
Manastırın asıl adı Meryem Ana Manastırı’dır.
Sümela ise bunun Rumcadaki adıdır.
Manastırın M.S 395 yıllarında tamamlandığı tahmin edilmektedir.
Trabzon Rum İmparatoru III. Alexios döneminde yapılan bu eserin yapımına katkı vermiştir.
Bu yüzden eserde kurucusunun III. Alexios olduğuna dair deliller bulunmaktadır.
Sümela’yı Hristyanlar tarafından değerli kılan en önemli nokta ise Hz. Meryem resmidir.
İnanışa göre bu manastırda Hz. İsa’nın havarilerinden olan Aziz Lukas’ın çizdiği Hz. Meryem portresi manastırı kuran rahiplerle birlikte buraya gelmiştir.
Ancak bugune kadar herhangi bir resim bulunamamıştır.
Manastır bazı dönemlerde dönemini yitirmiş çeşitli yağmalamalara maruz kalmıştır.
Define avcıları tarafından sıklıkla kazılmış ve bir süre sonra harabeye dönüşmüştür.
İçinde çeşitli yangınlar çıkmış ve birçok tarihi değeri kaybolmuştur.
Trabzon fatihi Fatih Sultan Mehmet burayı aldıktan sonra manastırın haklarına dokunmayacağına dair bir ferman yayınlamıştır.
Yavuz Sultan Selim buraya iki büyük şamdan hediye etmiştir.
Diğer zamanlardaki padişahlar da buraya dokunmamışlar ve çeşitli onarımlarla gelişmesini sağlamışlardır.
Manastıra ulaşım ise; belirli bir yere kadar araçlarla ulaşım sağlanır.
Daha sonra ormanın içinden bir patika izlenir.
Uzun ve dar merdivenler çıkıldıktan sonra manastıra ulaşılır.
Manastır daha sonra Türkiye Cumhuriyeti tarafından restore edilerek günümüz halini almış ve turizme açılmıştır.
Hala Trabzon şehri için büyük turistik önem taşıyan Sümela her yıl binlerece kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
2010 yılında özel bir izinle Meryem Ana’nın göğe yükselişi sebebiyle burada bir ayin yapılmıştır.
Bu ayin 88 yıl aradan sonra yapılan ilk ayindir.
Yorum Gönder